HIV Virüsü Enfeksiyon Mekanizmaları

HIV virüsü bağışıklık sistemi hücrelerinden özellikle CD4+ T lenfositlerini enfekte eden ve bu hücrelerin progresif olarak azalmasına sebep olan bir retrovirüstür. Enfeksiyöz HIV partikülleri protein iki zincirli RNA molekülü içerir. Viral RNA,yapısal proteinleri, çeşitli enzimleri, viral genlerin transkripsiyonlarını ve viral yaşam döngüsünü kodlayan proteinleri kodlar. HIV’in yaşam döngüsünde 3 mekanizmaya bağlıdır:

1- Hücrelerin Enfeksiyonu
2- Viral DNA üretimi
3- Viral partiküllerin üretimi

HIV virüsü hücreleri, gp120 adı verilen zar glikoproteininin insan CD4 hücrelerine, T hücrelerinde CXCR4 ve makrofajlarda CCR5 denilen insan kemokine reseptörlerine bağlanmasıyla enfekte eder. HIV virüsü tarafından enfekte edilen CD4+ T lenfositleri, makrofajlar ve dendritik hücrelerdir. HIV, hücresel reseptörlere bağlandıktan sonra, viral membran, konak hücre membranı ile birleşir ve virüs hücre sitoplazmasına girer. Burada virüs viral proteazlarla kaplanmamıştır ve kendi RNA’sını sitoplazmaya bırakır. Ters transkriptaz enzimi tarafından viral RNA’nın DNA kopyası sentezlenir. Daha sonra sentezlenen bu DNA, insan hücresinin DNA’sına integraz enzimiyle entegre olur. Bu entegre olan DNA’ya provirüs denmektedir. Eğer enfekte olan insan T hücresi, makrofaj ya da dendritik hücreler bazı dış uyaranlar (enfeksiyoz mikrop vb) tarafından stimüle edilirse, hücreler genlerde transkiripsiyon faktörlerini aktive ederek sitokin denilen molekülleri salgılarlar.

Aslında hücreler tarafından salgılanan sitokin süreci koruyucu yanıt için gerekli olan normal bir süreçtir. Ancak bu sürecin olumsuz sonucu olarak, sitokinler hücresel aktivasyonu sağlayarak, provirüsü de aktive ederler. Provirüs aktivasyonu ise önce viral RNA’nın sonra viral proteinlerin üretimine sebep olur.  Ardından virüs kendi çekirdek yapısını oluşturarak, hücre zarına doğru göç eder, insandan lipid zarı edinir ve enfeksiyöz viral partikül olarak başka bir hücreyi enfekte eder. Bu entegre olmuş provirüs enfekte olmuş hücrelerde aylar ya da yıllar boyunca latent (belirti göstermeden) kalıp hastanın bağışıklık sisteminden hatta antiretroviral terapilerden saklanabilir.

Kaynaklar

Abbas, A. K., Lichtman, A. H., & Pillai, S. (2014). Basic immunology: functions and disorders of the immune system. Elsevier Health Sciences.

Caglar Cil hakkında
Türkiye'nin kendimce en güzel şehirlerinden birinde, Denizli'de, dünyaya geldim. Liseyi Denizli Anadolu Lisesi'nde okudum. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunuyum. Glasgow Üniversitesi'nde İmmunoloji ve Enflamatuvar Hastalıklar üzerine yüksek lisansımı burslu olarak yaptım. Lisans hayatım boyunca Lodz Üniversitesi, Göteborg Üniversitesi ve Toronto Üniversitesi'nde araştırmalara katıldım. Bu çalışmalar sonucunda Cardiovascular Research ve Journal of Dental Research'te yayınlanan çalışmalarımız var. Öykü yazmayı seviyorum. Öykü Fanzin'de yayınlanan öyküm ve İYTE'de almış olduğum bir "birincilik" bir de "ikincilik" ödülüm var. Almanca öğreniyorum, İngilizce konuşabiliyorum, keman çalmayı öğreniyorum. Amacım Türkiye okuyucusuna bilimi sevdirmek, zaman buldukça eğlencesine bilimsel haberleri paylaşmak.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*