Klinik Araştırmalarda Faz Çalışmaları

Klinik Çalışmalara Giriş

Klinik çalışmalarda yeni bir ilacın etkisi insan gönüllülerde değerlendirilir. Daha önemlisi, araştırmacılar aday ilacın güvenilirliği konusunda bilgi edinir ve spesifik bir hastalığa sahip hastalarda tedavinin sonuçlarını değerlendirebilirler. Molekülden ilaçların geliştirilmesine kadar, her beş bin molekülden sadece iki yüz ellisi pre-klinik çalışmalara girer. Bunların sadece biri ise düzenleyici otoriteler tarafından onaylanır.

İlaç firmaları tarafından sponsorluğu gerçekleştirilen her bir klinik çalışma yeni bir molekülün klinik sonucunu daha önce var olan bir ilaç ya da aktif terapatik etkisi olmayan placebo denilen bileşenlerle karşılaştırır. Randomize klinik çalışmalarda, yeni bir molekül ya da ilaç bilinçli bir şekilde hastalardan ve çalışma personelinden bilinmez tutularak tedavi grupları arasında oluşan sapmayı minimize etmeyi amaçlar. Kontrolsüz klinik çalışmalarda ise, yeni tedavi çalışması için kontrol grubu bulunmamaktadır. Bu kontrolsüz klinik denemeler daha büyük ölçüde denemelerin gerçekleşmesinde anlamlı olarak rol oynar ve genelde çalışmanın erken evrelerinde kullanılır. Faz I ve Faz 2 klinik çalışmaları genellikle kontrolsüz klinik çalışmalardır [1].

Klinik çalışmalar, çalışmaya uygun herhangi bir hastanın gönüllü olarak iznini vermesiyle başlar. Bu aşamada, hastanın hakları ve güvenliği çeşitli kılavuzlarda belirtilen etik ve regülasyonlarla korunmuştur.

Klinik çalışmaların amaçlarına göre, klinik araştırmacılar bir klinik araştırmadan şu şekilde faydalanabilirler: (i) daha önce işlevi ve güvenirliği bilinmiş bir ilacın yeni bir hastalık alanında rolünün araştırılması, (ii) spesifik bir hastalığın tedavisi için oluşturulacak en iyi süreyi analiz etmek amacıyla, (iii) aday ilacın insanlarda güvenli bir şekilde kullanılıp kullanılamayacağını araştırma maksadıyla. Bu yüzden, ilaç endüstrisi kendi ürünü üretirken dört faklı tip (I, II, III and IV) sınıflandırma yapmıştır.

Faz I Klinik Çalışmalar

Sağlıklı gönüllüler ya da terapiye yanıt alamamış hastalar vücudun yeni bir ilaca nasıl yanıt vereceğini ve yeni bir ilacın farmakokinetik/farmakodinamik özelliklerini araşırmak amacıyla faz I klinik çalışmalara alınabilirler. Faz I klinik çalışma deney hayvanlarıyla ya da in vitro çalışmalarla test edilmiş ve başarılı olmuş bir molekülün insanlar üzerinde ilk test edildiği evredir. Bu evrede, (1) bireylerin yeni bir ilacı nasıl tolere ettiği, (2) insanlar tarafından tolere edilen maksimum doz ve (3) ilacın insan gönüllülerdeki toksisitesi araştırılır.

Faz II Klinik Çalışmalar

Faz II klinik çalışmalar birincil olarak (1) bir ilacın terapatik etkisini, ve (2) ilaçla ilgili advers olayarın değerlendirilmesini sağlar.Faz II çalışmalarla gerçekleştirilen bir çok araştırma hastalrın ilaçtan aldığı yanıtı inceler. Yanıtın anlamlılığına göre, hedef ilaç faz III çalışmalara devam edebilir. Faz II çalışmalar daha az gönüllüyle gerçekleştirilir.

Faz III Klinik Çalışmalar

Faz III çalışmalarda, yeni bir molekül daha büyük populasyonun plasebo ya da standart terapiye karşı randomize olarak test edilir. Bu faz stepinin çok önem arz etmesinin sebebi ilacın güvenliliği ve etkinliliğinin pazarlama amacıyla test edilmesidir. Faz III aşamasında spesifik bir hastalıkta etkinliği kanıtlanmış bir ilacın ruhsatlandırma ve reçetelendirme maksadıyla lisans kazanıp kazanmayacağı belirlenir. Bir diğer önemli nokta ise faz III çalışmaların daha büyük bir populasyonda çalışılması iken faz II çalışmaların daha az insan gönüllüsü içermesidir.

Faz IV Klinik Çalışmalar

Bir ilaç faz III klinik çalışmalarda başarılı olduğunda, lisans onayı alarak ruhsatlandırılabilir ve reçeteledendirilebilir. Faz IV klinik çalışma ilacın uzun dönemde güvenilirlik bilgisi ve diğer ilaçlarla etkileşimini anlamada büyük rol oynar. Tek kör randomize klinik çalışma pnömokokal ve influenza ile immun sistem baskılayıcı certolizumab pergol adlı ilacı kullanan romatoid artritli yetişkinlerde aşılanma sonucu oluşan humoral immün yanıtın değerlendirilmesi üzerine yapılmıştır. Faz IV çalışmanın sonucuna göre certolizumab pego kullanan romatoid artritli yetişkinlerde aşılanmanın güvenli olduğunu ve humoral immün yanıtta bozulmaya sebep olmadığını göstermiştir [2].

Kaynaklar

  1. Allen, L. A., Felker, G. M., Pocock, S., McMurray, J. J., Pfeffer, M. A., Swedberg, K., . . . Granger, C. B. (2009). Liver function abnormalities and outcome in patients with chronic heart failure: data from the Candesartan in Heart Failure: Assessment of Reduction in Mortality and Morbidity (CHARM) program. European journal of heart failure, 11(2), 170-177.
  2. Kivitz, A. J., Schechtman, J., Texter, M., Fichtner, A., de Longueville, M., & Chartash, E. K. (2014). Vaccine responses in patients with rheumatoid arthritis treated with certolizumab pegol: results from a single-blind randomized phase IV trial. The Journal of rheumatology41(4), 648-657.
Caglar Cil hakkında
Türkiye'nin kendimce en güzel şehirlerinden birinde, Denizli'de, dünyaya geldim. Liseyi Denizli Anadolu Lisesi'nde okudum. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunuyum. Glasgow Üniversitesi'nde İmmunoloji ve Enflamatuvar Hastalıklar üzerine yüksek lisansımı burslu olarak yaptım. Lisans hayatım boyunca Lodz Üniversitesi, Göteborg Üniversitesi ve Toronto Üniversitesi'nde araştırmalara katıldım. Bu çalışmalar sonucunda Cardiovascular Research ve Journal of Dental Research'te yayınlanan çalışmalarımız var. Öykü yazmayı seviyorum. Öykü Fanzin'de yayınlanan öyküm ve İYTE'de almış olduğum bir "birincilik" bir de "ikincilik" ödülüm var. Almanca öğreniyorum, İngilizce konuşabiliyorum, keman çalmayı öğreniyorum. Amacım Türkiye okuyucusuna bilimi sevdirmek, zaman buldukça eğlencesine bilimsel haberleri paylaşmak.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*