Aşkın Psikolojisi: Her Aşığın Bilmesi Gereken Bilimsel Araştırmalar

Aşkın Psikolojisi: Her Aşığın Bilmesi Gereken Bilimsel Araştırmalar

Aşkın Tuhaf Psikolojisi

“Hiçbir Aşkın Ardından Geçmiş Olsun Denmez, Çünkü Gerçekten Aşksa Zaten Geçmez.”

-Cemal Süreya

Aşk, herkesin tecrübe etmesi gereken en önemli duygulardan biri. Romantik bir aşkın içinde barındırdığı sır hala gizemini korusa da, her şey beynimizde olup bitmekte. Biyolojik ve kültürel sebeplerin her ikisinden ötürü, hepimizin bir çoğunun uzun süren aşk ilişkilerine ihtiyacı var. Ancak gerçekte aşkın uzun sürmesine gerek olmadığını söyleyen araştırmalar var. Uzun süren aşklar ise içinde zorlu çabaları, bencil olmamayı ve kendinden ödün vermeyi barındırıyor.

Aşağıda yapılan bilimsel çalışma bize romantik ilişkiler ve aşk hakkında güzel ipuçları sunuyor.

1- İçinde Aşk ve Romantik İlişkiler Barındıran Evlilikler

Acevedo ver ark. (2009) Review of General Psychology dergisinde yayınladıkları çalışmada içinde yoğunluk, çekicilik ve cinsellik içeren ve arkadaşlığa dönmeyen romantik ilişkilerde aşkın iyi ilişkileri beraberinde getirdiğini gözlemlemişler. İçinde aşk barındıran evliliklerde, bireysel sağlık, mutluluk, pozitif duygular ve yaşamdan alınan tatminin fazla olduğunu bulmuşlar. Ancak evlilik bağlarında bozulmalar olan ilişkilerde boşanmalar ve depresyon fazla görülmüş. Romantik ilişkiler içeren evliliklerde çiftlerin hayat mutlulukları daha fazla olmakla birlikte, daha az psikolojik semptom, daha iyi fiziksel sağlık gözlemlenmiş.

2- Aşk ve Benliğe Saygı (Özsaygı)

Birçok araştırmacıya göre, özsaygı özellikle romantik aşklarda ve ilişkilerde önemli rol oynamakta. Yapılan çalışmalarda, ilişkilerdeki özsaygının özgüvenle doğru orantılı olarak arttığını ve bu tür ilişkilerde daha az takıntılı davranışlar gözlemlendiği bulunmuş. Romantik aşkların uzun süren ilişkilerde azaldığı düşünülse de birbirine derin duygularla bağlanılmış, yoğunluk taşıyan ve obsesyon elementlerini barındırmayan uzun süren ilişkiler de var. Ancak, genelde uzun süren romantik ilişkilerin az olmasının nedeni bu tür ilişkilerde çoğunlukla yüksek obsesyon, belirsizlik ve kaygı olması olarak açıklanabilir.

3- Uzun Süren Romantik Aşklar Hangi Koşulda Çiftlerin Yaşamlarını Olumlu Etkiliyor?

Obsesyon öğelerini (=kıskançlık vb) taşımayan, karşılıklı paylaşıma açık, sevgiyi barındıran, çiftlerin birbirlerini anladığı ilişkiler daha iyi bir akıl sağlığı ve daha sağlam temelli evliliklere sebep olarak uzun süren romantik aşklarda çiftlerin yaşamını olumlu olarak etkiliyor. Önemli olan nokta ise şu: Uzun süren evliliklerde (ve ilişkilerde) asla çiftlerin arasındaki duygu yoğunluğunun ölmesine izin vermemek gerekiyor. Çiftlerin ilhamı kendilerinde bulup evliliklerinin ve ilişkilerinin kalitesini artırmak için (dolayısıyla sağlık ve mutluluk için) ellerinden geleni yapması gerekiyor. 

4- Acaba Cemal Süreya yanılıyor mu?

Cemal Süreya’nın bu sözünü bilirsiniz: “Hiçbir Aşkın Ardından Geçmiş Olsun Denmez, Çünkü Gerçekten Aşksa Zaten Geçmez.” Evet, gerçekten de içinde paylaşma, mutluluk pozitif duygular ve yaşamdan tatmin alınan aşklar “ki biz ona gerçek aşk diyoruz” bilimsel olarak  geçmiyor ve hatta gerçekten uzun sürüyor!

Kaynaklar

Acevedo, B. P., & Aron, A. (2009). Does a long-term relationship kill romantic love?. Review of General Psychology, 13(1), 59.

 

Caglar Cil hakkında
Türkiye'nin kendimce en güzel şehirlerinden birinde, Denizli'de, dünyaya geldim. Liseyi Denizli Anadolu Lisesi'nde okudum. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunuyum. Glasgow Üniversitesi'nde İmmunoloji ve Enflamatuvar Hastalıklar üzerine yüksek lisansımı burslu olarak yaptım. Lisans hayatım boyunca Lodz Üniversitesi, Göteborg Üniversitesi ve Toronto Üniversitesi'nde araştırmalara katıldım. Bu çalışmalar sonucunda Cardiovascular Research ve Journal of Dental Research'te yayınlanan çalışmalarımız var. Öykü yazmayı seviyorum. Öykü Fanzin'de yayınlanan öyküm ve İYTE'de almış olduğum bir "birincilik" bir de "ikincilik" ödülüm var. Almanca öğreniyorum, İngilizce konuşabiliyorum, keman çalmayı öğreniyorum. Amacım Türkiye okuyucusuna bilimi sevdirmek, zaman buldukça eğlencesine bilimsel haberleri paylaşmak.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*