Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh ancah bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzüm bile görmeden, meydana çıkıyordu. Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, -ruhumuzla yaşamaya-, başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kavuşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu.
-Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali, Yapı Kredi Yayınları, Sayfa 87
Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna” isimli kısa romanı, Raif Efendi ile Maria Puder’in tutkulu aşkını, tuhaf rastlaşmaların üzerinde büyüterek okuyucuya aktarıyor. Bir resimden insana uzanan aşkın güzelliği, yitip giden yaşamın büyülü müziği eşliğinde okuyucuya yansıtılmış.
Kitabın gerek Berlin gerek Ankara’da geçen bölümleri büyülü ama gerçekçi olarak okura sunulmuş. Yapı Kredi Yayınları’nın Sabahattin Ali’nin Türkçe’sini sadeleştirmeden vermesi ise kitaba ayrı bir hava katmış.
Kitapta bir resim sergisindeki tabloya aşık olan adamın rastlaşmaları anlatılıyor. Kürk Mantolu Madonna’yı seyre dalan kahramanımız bir anda onunla karşılaşınca bir dizi macera içinde buluyor kendini. Yurtdışında yaşamış biri olarak Berlin havasını kitapta gördüğümü söyleyebilirim.
Herkesin okumasını tavsiye ettiğim Kürk Mantolu Madonna’da aşkın olanaksızlığını, yitip giden umutları, sevinçleri, kahkahaları ve hüzünleri yüreğinizin derinliklerinde hissedeceksiniz.
Kitabı D&R ve diğer tüm seçkin kitabevlerinden satın alabilirsiniz.
Keyifli Okumalar!
İlk yorum yapan olun