Obsesif Kompulsif Bozukluk Demografi ve Risk Faktörleri

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) obsesyon denilen tekrarlayan inatçı düşünceler, dürtüler ve resimlerin ya da bunların sonucu oluşan tekrarlayan davranışlar ve anksiyeteyi önlemek için oluşan kompulsiyonların bireylerde aşırı zaman almasıyla yarattığı stresin oluşturduğu patolojidir. Bu süreçler OKB’li bireylerde aşırıdır. DSM V’e göre OKB için tanı konulabilmesi için obsesyon, kompulsiyon ya da her ikisinin bireylerde var olması gerekir (Association, 2013). Aynı zamanda, bu obsesyon ve kompulsiyonların zaman alması (günde 1 saatten fazla) ve anlamlı ölçüde bireylerde stress, sosyal, mesleki ya da diğer alanlarda eksikliğe yol açması gerekir. DSM-V’e göre, aynı zamanda OKB tanısı konulabilmesi için obsesif kompulsif bozukluğun başka bir medikal durumla ve madde kullanımının fizyolojik etkisiyle ilişkilendirilmemesi gerekir  (Association, 2013).

OKB’nin yaygınlığı sosyal fobi gibi zamanla artmaktadır. Epidemiyolojik çalışmalara göre OKB’nin 6 aylık yaygınlık oranı yaklaşık olarak %1’dir (Bebbington, 1998). Yaşam boyu yaygınlık oranı ise başka bir çalışmada %2-3 olarak bulunmuştur (Hollander, 1997).  Hollander’e göre (1997) OKB gizli bir epidemik olarak görülürken sosyal fobi ise önemsenmeyen anksiyete bozukluğudur.

OKB Demografi ve Risk Faktörleri

7 farklı ülkeden OKB’li yetişkin hastalarla yapılan çalışmada, OKB’nin başlama yaşı 20’li yaşların ortası ve sonudur. OKB’li kadın-erkek görülme oranı ise 1.2:3.8’dir (Weissman et al., 1994). Erkeklerde görülme ortalama yaşı 22 iken, kadınlarda 26’dır. Ancak OKB adolesan bireylerde de görülmektedir. Liseli öğrencilerle yapılan çalışmalarda, bireylere cevaplaması için verilen OKB ölçen envanterde yaş arttıkça OKB skorlarında artış gözlemlenmiştir. Bu da OKB ile ilişkili semptomların adolesanlarda yaşla arttığını göstermektedir (Maggini et al., 2001).

Bazı klinik çalışmalarda daha yüksek IQ ve eğitim başarısının OKB’li bireylerde daha fazla görüldüğü gözlemlenmiştir (Fontenelle, Mendlowicz, Marques, & Versiani, 2004). Degonda et. al (1993), yaptığı çalışmada, OKB’li bireylerin daha yüksek eğitim seviyelerine sahip olduğunu bulmuştur (Degonda, Wyss, & Angst, 1993). Aynı zamanda, Konya’da OKB’li hastalarla yapılan çalışmada ailenin ekonomik geliri OKB’nin yaygınlığına anlamlı olarak etki etmemektedir (Çilli et al., 2004).

OKB için risk faktörleri düşünüldüğünde ailesel geçmişin ya da genetik faktörlerin etkili olduğunu belirten çalışmalar vardır. Hasler et al. (2007) yaptığı çalışmada, 418 OKB’den etkilenmiş kardeş ile elde ettiği verilere göre OKB’nin genetiği hakkında ilginç veriler sunmaktadır. Kardeşler arasında OKB’den etkilenen bireyler birbirine benzer obsesyonlar (agresif, cinsel ve dinsel takıntılar) ve kompulsiyonlar göstermiştir. Bu obsesyon ve kompulsiyonlar kadınlarda daha fazla görülmekle birlikte cinsiyete bağımlıdır (Hasler et al., 2007). Madde kullanımı ise OKB gelişiminde ayrı bir risk faktörü olarak düşünebilir. Yapılan çalışmalara göre alkolü kötüye kullanma ve alkol bağımlılığı, aynı zamanda kokain ve marijuhana kullanımının OKB gelişmesini hızlandırdığı bulunmuştur (Crum & Anthony, 1993; Nelson & Rice, 1997).

OKB kronik ilerlemesi olan ve sadece çok az hastanın remisyon gösterdiği bir hastalıktır. Semptomlar zamanla şiddetlense de, hastalık agresif olup uygun tedavi haricinde nadiren çözümlenir (Goodman, 1999).

Kaynaklar

Association, A. P. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (DSM-5®). American Psychiatric Pub.

Bebbington, P. E. (1998). Epidemiology of obsessive-compulsive disorder. The British Journal of Psychiatry.

CilliÇilli, A. S., Telcioǧlu, M., Aşkın, R., Kaya, N., Bodur, S., & Kucur, R. (2004). Twelve-month prevalence of obsessive-compulsive disorder in Konya, Turkey. Comprehensive Psychiatry, 45(5), 367–374.

Crum, R. M., & Anthony, J. C. (1993). Cocaine use and other suspected risk factors for obsessive-compulsive disorder: a prospective study with data from the Epidemiologic Catchment Area surveys. Drug and Alcohol Dependence, 31(3), 281–295.

Degonda, M., Wyss, M., & Angst, J. (1993). The Zurich Study: XVIII. Obsessive-compulsive disorders and syndromes in the general population. European Archives of Psychiatry and Clinical Neuroscience.

Fontenelle, L. F., Mendlowicz, M. V, Marques, C., & Versiani, M. (2004). Trans-cultural aspects of obsessive–compulsive disorder: a description of a Brazilian sample and a systematic review of international clinical studies. Journal of Psychiatric Research, 38(4), 403–411.

Goodman, W. K. (1999). Obsessive-compulsive disorder: diagnosis and treatment. The Journal of Clinical Psychiatry.

Hasler, G., Pinto, A., Greenberg, B. D., Samuels, J., Fyer, A. J., Pauls, D., … Riddle, M. A. (2007). Familiality of factor analysis-derived YBOCS dimensions in OCD-affected sibling pairs from the OCD Collaborative Genetics Study. Biological Psychiatry, 61(5), 617–625.

Hollander, E. (1997). Introduction/Obsessive-Compulsive Disorder: The Hidden Epidemic. The Journal of Clinical Psychiatry, 58(suppl 12), 3–6.

Maggini, C., Ampollini, P., Gariboldi, S., Cella, P. L., Peqlizza, L., & Marchesi, C. (2001). The Parma High School Epidemiological Survey: obsessive‐compulsive symptoms. Acta Psychiatrica Scandinavica, 103(6), 441–446.

Nelson, E., & Rice, J. (1997). Stability of diagnosis of obsessive-compulsive disorder in the Epidemiologic Catchment Area study. American Journal of Psychiatry, 154(6), 826–831.

Weissman, M., Bland, R., Canino, G., Greenwald, S., Hwu, H. G., & Lee, C. K. (1994). others. The cross national epidemiology of obsessive compulsive disorder. The Cross National Collaborative Group. J Clin Psychiatry, 55, 5–10.

 

 

 

Caglar Cil hakkında
Türkiye'nin kendimce en güzel şehirlerinden birinde, Denizli'de, dünyaya geldim. Liseyi Denizli Anadolu Lisesi'nde okudum. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunuyum. Glasgow Üniversitesi'nde İmmunoloji ve Enflamatuvar Hastalıklar üzerine yüksek lisansımı burslu olarak yaptım. Lisans hayatım boyunca Lodz Üniversitesi, Göteborg Üniversitesi ve Toronto Üniversitesi'nde araştırmalara katıldım. Bu çalışmalar sonucunda Cardiovascular Research ve Journal of Dental Research'te yayınlanan çalışmalarımız var. Öykü yazmayı seviyorum. Öykü Fanzin'de yayınlanan öyküm ve İYTE'de almış olduğum bir "birincilik" bir de "ikincilik" ödülüm var. Almanca öğreniyorum, İngilizce konuşabiliyorum, keman çalmayı öğreniyorum. Amacım Türkiye okuyucusuna bilimi sevdirmek, zaman buldukça eğlencesine bilimsel haberleri paylaşmak.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*