İki milyardan fazla insan, günlük yaşamları hakkında düzenli olarak sosyal medya üzerinden bilgi paylaşıyor; bu kişiler duygularını, kişiliklerini, demografik bilgilerini ve nüfus davranışlarını da içeren genellikle kim olduklarını ortaya koyuyor. Bu içerikler acaba hastalığın başlangıcını veya alevlenmesini belirlemek ve sosyal medyaya dayalı sağlık müdahalelerini yürütmek amacıyla bize yardımcı olabilir mi?
Dil analizi, bazı sözcük gruplarını tanımlamanın, hastalardaki bazı tıbbi durumları öngörerek önemli ölçüde arttığını göstermekte…
Araştırmacılar, otomatik bir veri toplama tekniği kullanarak, elektronik tıbbi kayıt verilerinin profillerine bağlı olmasını kabul eden yaklaşık 1000 hastanın Facebook postu geçmişlerinin tamamını analiz ettiler. Araştırmacılar daha sonra hastalar için öngörücü güçlerini analiz etmek için üç model geliştirdi: Bunlardan biri yalnızca Facebook yorumu dilini analiz ederken, diğeri yaş ve cinsiyet gibi demografik verileri kullanan ve iki veri kümesini birleştiren son modelden oluşmakta.
Araştırmacılar, 21 farklı medikal durumla ilgili olarak, 21 durumun hepsinin Facebook’tan tahmin edilebilir olduğunu buldular. Aslında, demografik bilgiler yerine Facebook verilerinin kullanılmasıyla 10 durumdaha iyi tahmin edilmiştir.
Ancak bazı Facebook verilerinin demografik verilerden daha prediktif olduğu bulunmuştur.. Örneğin, “içki” ve “şişe” alkol kötüye kullanımı daha öngörücü olduğu gösterilmiştir. Ancak, diğerleri kadar kolay olmamıştır. Örneğin, “Tanrı” veya “dua” gibi dini dillerden en çok bahsedenlerin, yazılarında diyabet geçirme ihtimalinin en az 15 kat daha fazla olduğu görülmüştür. Ek olarak, düşmanlığı ifade eden kelimeler – “aptal” ve bazı patlayıcı maddeler gibi – uyuşturucu kullanımı ve psikoz göstergeleri olarak görev yapmıştır.
Bu bilgiler niye önemli?
Örneğin, Facebook artık kullanıcıların ağları içindeki intihar düşüncesi önerebileceğini düşündükleri mesajları işaretlemelerine izin veriyor. Facebook daha sonra anonim olarak risk altındaki bireylere kaynak sağlıyor. Benzer bir hasta merkezli yaklaşım, bireylerin ve onların ağlarının (katılımcılar için) sağlıkla ilgili dijital ayak izleri hakkında erken fikir sahibi olmalarını sağlayan daha geniş bir koşul kümesine uygulanabilir. Dolayısıyla, Facebook’taki dil kullanımı öngörülen hastalıklarda riskler için önleyici ve öngörücü bir yaklaşım barındırmaktadır.
Kaynaklar
https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0215476
İlk yorum yapan olun