Facebook ve Depresyon

Depresyon üniversite öğrencilerini en çok etkileyen ve genelde aktivitelerde yavaşlama, aşırı halsizlik, sosyalden ilişkilerden kaçma, umutsuzluk ve uyku zorlukları gibi semptomlarla kendini gösteren bir psikopatolojidir. Son yıllarda, üniversite öğrencilerinde gözlemlenen depresyon oranlarında yüzde elliden fazla artış gözlemlenmiştir. Depresyonun yan etkileri arasında zayıf akademik başarı, madde kullanımında artış, psikiyatrik koşullarda komorbidite ve intihar düşünceleri sayılabilir. Ancak, üniversite öğrencileri arasında depresyon sıklığı genellikle gözden kaçmaktadır ve depresyona sahip üniversite öğrencileri genellikle yardım almamaktadır.

Üniversite öğrencileri Facebook profillerini depresyonlarını açığa çıkarmak için mi kullanıyor?

Moreno ve arkadaşlarının 2011 yılında Depression and anxiety adlı dergide yayınladıkları çalışmada üniversite öğrencilerinin Facebook yorumlarında depresyon semptomlarını saklayıp saklamadıkları ile ilgili bir araştırmada ilginç sonuçlar bulunmuş.

Çalışmada bakılan 342 profilden yüzde 25’i Facebook durum güncellemelerinde bir ya da iki depresif semptomunu açığa çıkarmıştır. Görülen depresyonla ilişkilendirilebilecek semptomlar;

-Suçluluk duygusu, değersizlik, kararsızlık, ilgide azalma vb gözlemlenmiştir. Çalışma ekibi, bunlara benzer semptomları DSM IV kriterini göz önünde bulundurarak ve örnek anahtar kelimeleri içeren cümleler ile analiz, etmişlerdir. Çalışmada öğrenciler Facebook profillerinde her ne kadar depresif semptomlar gösterip, bunları online olarak arkadaşlarıyla tartışsa da,  Facebook’taki arkadaş sayısının fazlalığı, açığa çıkarılan depresyon semptomları ile ilişkilendirilmemiştir. Ancak gerçek hayatta sakladığımız depresif duygular, online hayatta daha çok ve belirgin ortaya çıkmaktadır.

İleri Okuma: Depresyonla Savaşmada Doğal Yöntem: Omega 3

Çalışmanın akademik açıdan önemi nedir?

Sosyal ağ profilleri oluşturan üniversite öğrencilerinin profilleri araştırmacılar ve sağlık profesyonellerine psikopatoloji yaşayan bireylerin çevrimdışı yaşamlarındaki davranışları hakkında bilgi verebilir ve psikopatolojilerini önlemede yardımcı olabilir. Üniversite öğrencilerinin çoğunun Facebook profiline sahip olduğu düşünüldüğünde, Facebook’taki profil sahiplerinin kendi gerçek hayattaki kimliklerini yansıtmaktan çok uzaklaştıklarını görüyoruz, ancak bu çalışmada üniversite öğrencilerinin depresif semptomlarını Facebook kullanarak dışa vurması psikolojik rahatsızlıklarda tanı konulması ve tedavi açısından önem arz etmekte. Araştırmacılar her ne kadar Facebook’ta resmi olarak depresyon tanısı konmasa da, Facebook’tan elde edilecek bilgilerin depresyon riski taşıyabilecek öğrencilerde ileri klinik değerlendirmede fayda sağlayabileceğini düşünüyor. Bu yüzden Facebook’u depresyon riski taşıyabilecek öğrencilerde zamanla oluşabilecek semptomların takibi açısından kullanmak yenilikçi bir yaklaşım sağlayabilir.

Kaynaklar